GESTALT KURAMINDA ALGILAMA VE ALGILAMA YASALARI
Gestaltçı psikologlar, öncelikle algılama ve problem çözme süreçleriyle ilgilenmişlerdir. Öğrenme ile ilgili görüşleri, algılama ile ilgili çalışmalara dayanmaktadır. Algılama dış dünyadan duyu oranlarımız yoluyla aldığımız duygusal bilginin beyin tarafından seçilip örgütlenerek yorumlanması sürecidir. Bu süreçte bireyler çok farklı şekillerde hareket etmektedirler. Örneğin; kişiler nesneleri, insanları veya olayları belli referans noktalarına (ön yargılara ve beklentilere) göre algılama eğliminde olabilirler. Buna algısal set oluşturma veya algısal kurulum denir.
ALGILAMA YASALARI
Algısal Değişmezlik:
Bir nesneyi koşullar değişmesine rağmen aynı obje olarak görmemize algısal değişmezlik denir. Örneğin; pencerenin pozisyonuna bağlı olmaksızın (kapalı ya da açık iken) onu pencere olarak, kişiyi önümüzde durmasına ya da uzakta olmasına bağlı olmaksızın aynı kişi olarak algılarız.
Algıda seçicilik:
Birey çevredeki uyarıcıların ancak belli olanlarını seçer ve algılar. Örneğin; spora ilgisi olan birey gazetedeki spor haberlerine yönelir.
İllüzyon(Yanılsama):
Algılama farklılığı ya da hatasıdır. Bir nesnenin ya da etkinliğin algılanmasındaki hatalardır. Örneğin; birbardak suyun içine bırakılan kalemin kırık görülmesi.
Halisünasyon:
Bireyin olmayan bir şeyi algılamasıdır. Psikolojik rahatsızlığı ifade eder. Örneğin; sokakta yalnızyürüyen bireyin birinin kendini takip ettiğini düşünmesi.
Şekil-Zemin İlişkisi:
Bütün algılamalarda bir şekil bir de zemin vardır. Algılama sırasında göze ilk çarpan nesne şekil olmaktadır. Zemin ise görülen şeklin arka planı ya da arka kısmında kalan alandır.
Yakınlık:
İnsan organizması bir alandaki öğeleri, nesneleri birbirine olan yakınlıklarına göre gruplandırarak bir bütün olarak algılar. Görsel uyarıcılar mekanda birbirine yakınlığına dikkat edilerek algılanırken, işitsel uyarıcılar zamandaki yakınlıklarına göre gruplandırılırlar.
Benzerlik:
Şekil, renk, doku, cinsiyet vb. pek çok özellikbakımından birbirine benzeyenler birlikte gruplandırılarak algılanma eğilimindedirler. Örneğin;bazı durumlarda cinsiyet farklılıkları göz önüne almaksızın (kadınlar ve erkekler olarak ayırmadan) bir topluluğu insanlar olarak algılayabiliriz. NOT:Yakınlıkta uyarıcıların birbirine benzer olması gerekmez. Önemli olan görsel nesnelerin mekandayakın durmaları, işitsel nesnelerin zamanda yakın olmalarıdır. Benzerlik yasasında ise uyarıcıların birgrup olarak algılanmalarının altında yatan sebep; renkşekil vb yönlerden birbirlerine benzer olmalarıdır.
Tamamlama:
Bir nesne şekil vb. tamamıyla görülmese bile, tümü görülüyürmuş gibi algılanır. Yani organizma eksik kısımları tamamlayarak bir bütün olarak algılamayabilir. Örneğin;Bir İgnliz üniversitesinde yapalın araşatıramya göree,kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzaldkılraı ömnelidğeliimş. Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfainyrenide omlsaıymış. Ardakai hfraliren srısaı krıaışkosla da yzaı oknyuırumş. Çnükü kleimlrei hraf hrafdğeil bir btüün oalark oyourumkuşz ve elsikeri detammlıoramyuşz.
Devamlılık:
Aynı yönde giden noktalar, çizgiler ve benzerleri birlikte gruplandırılarak algılanma eğilimindedir. Reklam panolarında yanıp sönen ampüller bireye bir devamlılık algısı vermektedir.
Basitlik:
İnsan basit, düzenli bir biçimde organize olmuş şekilleri, karmaşık şekillerden daha kolay algılama eğilimindedir.
Pragnanz Yasası
Gestalt psikologları tüm algı yasalarını genel bir yasaaltında toplayarak bu genel yasaya pragnanz yasası adını vermişlerdir. Bu yasaya göre öğrenme sürecinde psikolojik alanda bir dengesizlik olduğunda pragnanz yasa bu dengeyi tekrar sağlamaya yardımcı olur. Örgütlenmenin koşullar el verdikçe tam, basit, anlamlı ve iyi olmasını ifade eden genel bir yasadır.
Phi-fenomen
Bazı durumlarda uyarıcıların hareketli olmamasına karşın hareketli olarak algılanması durumudur.
Teşekkürler
YanıtlaSilçok teşekkur ederim
YanıtlaSilçok teşekkur ederim
YanıtlaSil